18 Eylül 2009 Cuma

Köyümüzdeki Tarihi Kilise(Beşmelekler Kilisesi)
















TARİHİ KİLİSE
Köy merkezinde yer almaktadır, köy kahvelerinin yer aldığı bölgede tarihi çınar ağacının altında,
Rivayetlere göre 2200 yıllık olduğu bilinmektedir, maalesef Ziyarete kapalıdır, tavsiyemiz çok ilginizi çekiyorsa
kilisenin arka tarafında yer alan açık bir büyük penceresi mevcut, bu pencereden girip incelemenizi tavsiye
ederiz... ilginç fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz...benım bulduklarım bu kadar..
Kilise Tarihçesi ve Mimarisi

Mudanya Kumyaka Köyü’ndeki H.Taxiarchoi Kilisesini
XIX.yüzyıl sonu ile XX.yüzyılın başında buraya gelen F.W.Hasleuck, C.Mac.Farlane, M.Kleonymos ve K.Papadopoulos gibi araştırmacılar tanıtmıştır. Onların bu araştırmalarında H.Buchwalt ve C.Foss değerlendirmiştir.

Kilisede farklı dönemlere ait kitabeler bulunmaktadır.Kilisenin güneyindeki H.Nikolaos şapelinin doğu duvarında 1818 tarihli iki kitabe bulunmaktadır. Naosun batısındaki duvarda ise 16 satırlık büyük bir kitabe daha vardır. Bu kitabelerde kilisenin Constantinus Porphyrogenetos döneminde yapıldığı belirtilmiştir. Büyük olasılıkla bu bir onarım kitabesidir. Sultan II.Mahmut döneminde Bursa Başpikoposu Paneretos kiliseyi ikinci kez onarmıştır. Kilisenin girişi üzerindeki dört satırlık kitabede ise 1862 tarihi yazılıdır. Ancak, kilisedeki monogramlar Eusebios ismini vermektedir. Eusebios’un kişiliği, yazı şekli ve monogram tipleri de bunların VIII.-IX.yüzyıla ait olduğunu belirtir.

Kilise kare planlı bir naosu, pandandifli kubbesi ile beşik tonozlu Yunan haçı planındadır. Kubbe kasnak hizasından başlayarak sekiz yassı kaburga ile sekiz dilime bölünmüştür. Kasnak hizasından dışa doğru daralan sekiz yuvarlak kemerli pencere de buraya yerleştirilmiştir. İç mekanda impost başlıklı sütunlar duvarlara ve birbirlerine kemerlerle bağlanmıştır. Haçın kuzey ve güney kolları birbirine eşit, diğerleri daha dardır. Bu mekan doğuda içten yuvarlak, dıştan üç cepheli bir apsidle sonuçlanır. Kilisenin batısında da yana kaymış bir narteksi bulunmaktadır.

Kilisenin beden duvarları taş ve tuğladan düzensiz bir biçimde örülmüş, yer yer de devşirme parçalar kullanılmıştır.

17 Eylül 2009 Perşembe



Kumyakalılık

Bunları yapmadıysan bence kumyakalı sayılmazsın

1-Kış soğuğunda kahve dumanından sıkılıp bir liman turu yapmadıysan

2-Papi Çeşmesinden su içmediysen

3- Arkadaşlarınla, çocukluğunda midye çıkarıp tenekede pişirip yemediysen

4-Yazın Köy Kahvesi bahçesinde maç izleyip, köyden rakip takımı tutanları kızdırmadıysan

5-Askere gidecek arkadaşını kahvenin bahçesindeki havuza atmadıysan

6-Futbol sahasının kumla karışık tozunu, top oynarken yada oynayanları izlerken bol bol yutmadıysan

7-Köy bakkalına dip zeytini taşımadıysan

8-Çocukluğunda, sokakta acıktığında koşarak eve gelip annene koca bir dilim ekmeğe bol zeytin yağlı salça sürdürüp yemediysen

9-Küçüklüğünde Tahir Hocanın Tenekespor  Kadrosuna girmediysen

10-Yazlıkçı Sitelerin erkek çocuklarına kem , kızlarına alık alık bakmadıysan 11-Çocukluğunda her Perşembe köye gelen nalbant ı çalışırken merakla izlemediysen

12-Kilise yanındaki İnşaatlarda dilin yara oluncaya kadar boru ile külah atma oyunu oynamadıysan

13-Kar yağınca kuşlara tuzak kurmadıysan

14-Kilise içindeki mağaranın mezarlık altından çıktığı efsanesine inanmadıysan

15-Bol bol Libya ve Rusya anıları dinlemediysen

16-İyi bir balık yakalamak isterken kapkara bir kayabalığı yakalayıp ta hayal kırıklığı yaşamadıysan

köyümün güzellikleri

merhabalar mayıs ayında köyüme gittiğimde çektiğim resimleri sizlerle paylaşmak istiyorum ..köyümden yani kumyakadan bahsediyorum ama tam olarak nerede olduğunu anlatmadığımın farkına vardım .fakat anlatmaya gerek varmı onuda bilemiyorum televizyon dizilerine ev sahipliği yapmış oldugundan bilinen bir yer olması gerek diye düşünüyorum.her neyse lafı uzatmayayım KUMYAKA KÖYÜ , Mudanya ilçesine bağlı 36 köyden biridir.Doğa harikası şirin bir sahil köyü..Mudanya dan sonra yaklaşık 5 km . 2200 yıllık tarihi bir geçmişe sahip olan Kumyaka köyünün kuruluşu, I.Prusyas zamanındadır. Köyde halen mevcut, 3 büyük kilise bulunmaktadır. Eski ismi Birtinya Krallığı zamanında Billium Roma devrinden, 1960 yılına kadar Siği olan köyün adı şu anda, Kumyaka'dır.

Futbol kulübü 1949 yılında Siği Gençlik olarak kurulmuş olup, kurucusu Muaffak DÜREN'dir(daha önce sizlere anlattıgım çavuş olan muaffak amca).

1975 yılında yeni oluşan yönetim ile Kumyaka

Gençlik Spor'un renkleri, yeşil-beyaz-mavi

olarak belirlenmiş ve Hüsnü EROĞLU başkanlığı

döneminde amatör kümeye geçmiştir.

Kumyaka Gençlik Spor, 1979 yılında Bursa 2.'inci

amatör kümede oynarken, 1983 yılında 3.'üncü

amatör kümeye düşen Kumyaka Gençlik Spor,

1995 yılındada birinci amatör kümeye yükseldi.

1999 yılında ise, birinci amatör kümeden düştü.

Kumyaka Gençlik Spor'un futbol sahası olmayıp,

küçük bir mini sahası bulunmaktadır. Maçlarını

Zeytinbağı sahasında ve Mudanya stadında

oynamaktadır.

12-14, 14-16, 16-18 yaş gurupları arasında gençler
liginde de gençlerimiz Kumyaka Gençlik Spor'u
temsil ediyorlar. Kumyaka Gençlik Spor, Hentbol
branşında, Bursa bayanlar şampiyonu olarak iki
defa, Türkiye şampiyonasına katılmışlardır. 1992

yılında Hentbol branşına başlanmış yıldızlar, gençler,
büyükler olarak üç kategoride mücadele etmektedir.

Antrenörleri Necati ILGIN, Sebahattin ÇELİK olup,
1999 son finallerinde, A grubunda Türkiye dördüncüsü olmuştur.

Kumyaka Gençlik Spor'un gelirleri; üye aidatları ve bağış yoluyla temin edilmektedir. Kulüp lokali mevcut olan Kumyaka Gençlik Spor'un başkanlığını İbrahim Yalçınkaya yürütmektedir.







16 Eylül 2009 Çarşamba

Muaffak çavuş oldu

resımde gordugunuz aksakallı ve yaz futbol turnuvasının baslama vurusunu yapan kısı benım dedem İsmail Karakelek onu tanıyanlar nasıl biri oldugunu cok iyi bilir .ben dedem olması sebebiyle fazla övünmemeye gayret ederek anlatmaya calısacagım.
Ömrumde tanıdıgım en guclu guclu oldugu kadarda asabi bir insandı ,belkide bu yüzden deli ismail diyorlar dı(yüzüne karşı diyeni hiç görmedim tabi rahmetli babannem dışında).

Şimdi sizlere anlatacağım olaylar dedemin hayatında birebir yaşanmış ve gülünesi hikayeler .
İlk anlatacagım olay tabi ki en sevdiğim olay .Dedem güclü oldugu kadar da çok çalışkan biriymiş her gün en az iki kişilik çalışırmış ve her akşam eve yorgun vaziyette gelirmiş.yorgun insanın sinirlenmesi tabi ki daha kolay oluyor bi de o yıllar yokluk yılları sıkıntılar diz boyu ekmek karneyle ülke savastan cıkmıs yaklasık 70- 75 sene önce tahminen .Ninem annesiyle sohbet ediyormuş muaffak cavus olmus demiş (muaffak koyumuzdekı halı vaktı yerınde zengın bır aılenın oglu ,yazdıgı mektupta asker oldugunu yazmıs ailesine ama daha acemı asker )dedemde dort sene askerlık yapmıs biri olarak olaya mudahıl olup fıkrını soylemek gafletınde bulunmus .Ninem ve annesi ısrar etmiş muaffak çavuş oldu diye .dedem olmaz demiş ..olurdu olmazdı derken dedemin salterler atmıs .dedem o sinirle evi dagıtmıs cam cerceve ne varsa indirmiş ve kapıyı vurup cıkmıs evden ,kahveye gıtmıs kendisi gibi içgüveyi olan urfalı halilin yanına oturmuş sohbet etmişler konu dönmüş dolaşmış evde yaptıklarını anlatmıs dedem .tabi yaptıgının cok buyuk hata oldugunuda belırtmıs..urfalı halilin oturdugu ev kahvenin üst katındaymış.saatler ilerlediginde urfalı halil musade isteyip evine gitmiş .ve urfalı halil dedemin yaptıklarını anlatmış ve olan olmuş, onun karısıyla kaynanasıda demesınlermı muaffak gercekten cavus olmus dıye urfalı halıl de sacmalamayın daha bır ay oldu askere gıdelı cavus olurmu demiş.karısı ve kaynanasının ısrarları karsısında zıvanadan cıkan urfalı halil ortalıgı kasıp kavurmus.bu arada zamanın bınaları ahsap tahtaların arasından tum sesler alt kattaki kahve ye geliyormus olanları duyan dedem 'dagıt halil arkanda ben varım 'diye narayı basmıs asagıdan.cok gecmeden urfalı halil de dedemin yanına inmiş ve birlikte sabahlamıslar..yaslılıgının son gunlerinde bu olayı kendisine hatırlattıgımda hep ''sanane be adam muaffak çavuş olsa ne olur olmasa ne olur'' derdi..aslında öfkeyle kalkanın zararla oturduguna dair cok güzel bir hikaye bazen sabır gosterip boşvermek lazım..

13 Eylül 2009 Pazar

merhabalar bende blogger kervanına katılmak istedim,bu işte cok acemiyim ne hatalar ne gaflar yapacagımı bende cok merak ediyorum aslında.Ama düşünürsenız bu işi yapanlarında alim olmadıklarını sadece bıraz emek ve ozverı gerektırdıgını gorebılırsınız aynı zamanda ve bence en onemlisi zaman ayırabilmenizdir.

Hangi konuda yazacagıma karar vermek pek zor olmadı bu kadar sıkıntıların ve üzüntülerin yaşandıgı dunyada ve ülkemizde insanların en cok ihtiyaç duydugu tebessumu yuzlerınde olusturabilmeyi umuyorum.Paylastıklarıma gulmeseler de yaptıgım gaflara gulerler nasıl olsa diye düşünüp kendimi cesaretlendiriyorum..
Normalde pek girisken olmayan bir yapım oldugundan sanal ortam tam bana gore diye düsünüyorum.Buyuklerimiz soyledigi bir soz vardır alemi kendinize güldürmeyin diye bende bu yüzden sanal alemi tercih ediyorum .Boyle bir blog yapmamdaki diger bir etkende genetik yapımdan kaynaklanıyor bence hem anne tarafımda ki aile buyuklerim hem de baba tarafımdan aile buyuklerim cok komik insanlardı .Eh bende bu sülalenin meyvesi olduguma göre yapabilirim sanıyorum.